Gecenin bir vakti.. Uyku kaçmış ve ben peşinden koşmuşum ama yetişememişim. En azından bir şeyler karala dedim kendi kendime, anlatacak -yazacak - o kadar çok şey var ki.. Aklıma hemen bir anı geldi. Meslek yaşantım boyunca, asırlık çınar ağacının gölgesinde yapılan, öğretmenlerin yukarıda öğrencilerin ise aşağıda kaldığı bayrak törenlerinde müdür, müdür yardımcısı ya da öğretmen konuşurken, konuşmanın uzunluğu nedeniyle öğrenciler kendi aralarında konuşup ses çıkardıklarında ya da dinlemek istemediklerinden dolayı sık sık uyarılmak zorunda kalıyorlardı ve ben bundan hiç hoşlanmıyordum. Sadece bir kere, öğretmenler gününde konuşma yapmak için görevlendirildim. Bayrak törenlerinde yapılan uzun konuşmalardan sıkılan ve ayakta dikilen öğrencilerimi düşünerek özenli bir yazıyı (2-3 dakika süren) bir haftada hazırladım. İnsan bir dakikaya 300 sözcük sığdırabildiğine göre sorun yoktu. Okulda da az buçuk sevilen bir öğretmendim. Mikrofona ilerlerken çok heyecanlıydım. Tam bir sessizlik oldu. Konuşmam bitince yine bir sessizlik... Temizlik görevlilerinden biri elinde bir gül yanıma yaklaştı ve dediki " Hocam ağzınıza sağlık. Ağaçtaki kuşlar bile sizi dinlediler deyip bir gül verdi. Sonrasında ise karşımdaki kalabalıktan bir alkış koptu sel gibi.. Saygı gösterdiğiniz zaman fazlasını geri alırsınız...
Şahane olmuş..
YanıtlaSilSağol canım... İyi şeyler yapmaya çalışıyorum.
YanıtlaSil