Sabret ama nereye kadar?

Sabırlı olmanın getirdiği stress insanı perişan ediyor. Sabır dayanma  ve bekleme sürecinin sınırlarını zorlarken insanın da sinirlerini mahvediyor. Çok basit bir şeyi karşınızdakinin anlamasını beklerken,ya anlamama moduna giriyor ya da gerçekten anlamıyor, o rahat siz ise sıkıntı yaşıyorsunuz.  İnsanlardan beklenen davranış gelmeyince önceleri üzülürdüm. Sonraları kendimi teselli edecek bir şey buldum  ve onun sayesinde  sabırlı olmaya devam ediyorum. Herkesin anlama ve yorumlama yeteneği aynı değil. Olmasını da  beklemek tuhaf . Bu durumda ne yapmak kalıyor geriye " İnşallah bir gün anlar." demekten başka. İşinin ehli olduğunu sandığınız kişilerde bile " anlama sorunu " olduğunu görmek üzücü. Hem terzi hem de kuru temizlemeci olan birine bir kaç iş verdim ve güzelce anlattım- daha doğrusu anlattığımı sandım. Kafasına göre yapmış ve bir de haber gönderiyor" Olmazsa düzeltirim." diye. Tabi ki olmadı ama bir insanda utanma duygusu olsa yılların terzisi olarak ikilemezdi. Aslında söylemesi gereken tek bir sözcük var ama usulen değil kalben."ÖZÜR." Diğer türü ise kendinizle olan ilişkide ise hayal ettiğiniz/ yapacağınız  iş olana kadar beklemeniz hoş bir sabır. Örneğin: Evrensel ağda ders vermem-vermek istiyorum. Blogu hazırlayan ve beni bu işi yapmaya iten öğrencimin görüşü çerçevesinde. hayalimdeki ders türü, burada anlatım ama sürekli ödevlerle kontrol edeceğim ve belli bir süreyi kapsayacak bir eğitim. İnsanlar bakarak, okuyarak anlayabilirler ama uygulama yapmazlarsa edinemezler yani onların olmaz ve bilgiler ortada kalır. Çalışıyorum ve sabırla bekliyorum. Elbet bir gün olacak diye. Sabrın en büyük güzelliği ise umudun sevgilisi olması. Mutlu olduğunuz sürece sabretmeye devam.

Yorumlar