İnsanın canı
sıkılınca içinden bir şey yapmak gelmeyebilir. Bunun adı üşengeçlik değildir. Sürekli
/ alışkanlık haline gelen canı istememenin adı Üşengeçliktir. Üşengeçlik
doğuştan değil sonradan oluştandır. Hayatı ıskalayan insanların yaşadığı
bunalımdır. İnsanlar her şeyin kolayını bulup - kolayına kaçınca üşengeçlik
yapıştı kaldı üzerlerine. Oysa hareket olan yerde bereket vardır. Bu sadece
fiziksel, zihinsel değil aynı zamanda ruhsal enerjimiz için geçerlidir. Şahsın
adına üşengeç ol yeme içme uyuma çalışma… Kimseyi etkilemez. Zararı sana dokunur. Bunu kısa sürede anlamayabilirsin ama
anladığında da geri dönüşün o kadar kolay olmaz. Şimdi üşengeç olmamanın
faydalarını sıralayalım. Bir şey için aradığını bulamayan insan birkaç yer daha
gezerse bunun adı aktifler için “Spor”, pasifler( üşengeçler) içinse
”Mahvoldum”olur. Aktif insanlar yazarlar, çizerler, beğenirler, görüş
bildirirler ve bunu yaparken keyif alırlar. Üşengeçler sadece alırlar.
Üşengeçliğin en kötü yanı hep hazıra konarlar ve bundan asla rahatsızlık
duymazlar. Bunun getirisi rahatlık gibi görünse de zamanla başkaları için
bıktırıcı ve rahatsızlık boyutuna girince, üşengecin düşeceği duruma Allah
kimseyi düşürmesin. Eskiden yaşlılar hürmet adına oturtulup hizmet
edilirdi. Bu çok yanlış bir şey. Hareket
kabiliyetini kaybeden insan, zamanla taş gibi oluyor. Eli ayağı tutan herkes –
hasta olmadığı sürece iş yapabilmeli. Üşengeç ile tembellik kuzen oluyorlar.
Tembellik bir konuda ise üşengeçlik her konuda. Hayata tutunan insanlar kuş
gibi hafif oluyorlar. Onların “ Ben şimdi hallederim” sihirli cümlesi inanın
insana ilaç gibi geliyor. Şimdi ben ne diyeceğim deyip kaytarmayın elbette
sizinde söyleyecek bir çift sözünüz vardır. Olmasa bile yaratın ki varlığınızı
hissedeyim. Sevgiler.
Yorumlar
Yorum Gönder