Anneyse annedir.

Milletçe akraba olduğumuza inanıyorum. Hele ki nerelisin? Diye sorup aynı şehirden çıktınız mı? Ne yapıp edip bir an önce ondan bundan bahsedip akraba çıkın yoksa sonunuz donma olur. Bazıları “Hemşerim!” deyip olayı hafif atlatabilirler. Kişilerin bir isimleri bir aile adları bir de mesleki tanımları vardır. Örneğin: Ben isim olarak:  Hatice Güzide, Aile adları olarak: Anane, anne, kardeş, abla, teyze, hala, eş, hanım, hatun, karı, zevce yenge, gelin, elti, yeğen, kuzen, torun, dünür, kayınvalide, kaynana, görümce, bayan, komşu arkadaş, mesleki olarak: Öğretmen, hoca, İlkokul öğretmeni ve İngilizce öğretmeni olarak toplam 29 adım var. Bunları sözlü ve yazılı olarak kullanan kişiler yakınlarımdır ya da tanıdıklarımdır. Pazarcıyı tanımam ama o canının istediğini kullanabilir ve hatta bazılarının canını sıkabilir. Genç yaşta teyze olmuştur bundan mutludur ama başkası söylerse yaşlandım mı diye düşünebilir. Hatırlarsanız” teyze dediler” reklamını… Bana göre bunları kim kullanırsa kullansın asla yaş ölçütü olarak almam. Genç delikanlı güler yüzümden sebep abla dediğinde ”Sağ ol, ama abla çok gerilerde kaldı artık ananeyim.”demekten keyif alırım. Benim anlamadığım çocuklar evlenince eşinin annesine anne demekten çekinmesi. Aslında çocuk doğuran biri, anne unvanını çoktan almıştır. Dense de denmese de o bir annedir. Acaba teyze ya da isminin yanına anne konarak denmesi “Benim bir tane annem var, başkasına asla anne demem” anlamında mı? Düşünülüyor. Böyleyse yanlış. Kayınvalideme anne demekten asla rahatsız olmadım. Çünkü iki annenin de yeri başkaydı. Bence unvanlar ses tonlamasıyla içine katılan sevgi ve saygıyla anlamı daha bir kaliteli oluyor. Karşınızdakinin hangi duyguyla size seslendiğini çok iyi anlarsınız… Bazılarının sizden küçük olsa bile adınızla hitap ettiğinde saygısızlığın yerini kocaman bir sevgi aldığını görürsünüz…


Yorumlar