İnsanoğlu hastalanınca bir sürü tahlil yapılıp neyi olup olmadığı araştırılırken, karakter ve huyunun artı ve eksilerini ölçer bir cihaz icar edilmediği için sözlerinden davranışlarından yola çıkılarak kendisine yakıştırma yapılıp huyu ve karakteri konusunda fikir sahibi olunabilir. Bazılarının doğru olması hepsinin doğru olacağını göstermez zaman ve mekan kavramı işin içine girince genelleme yapmak o kadar kolay değildir. Hayata olumlu-olumsuz bakabilmek için yaradılıştan gelen bir iyimserlik ya da kötümserlik kişide alışkanlık haline gelecektir garantisini veremez. Koşullara , zamana ve mekana göre iyimser ya da kötümser olabiliriz. Umutların biteceğine yakınken iyimser olmak mümkün değildir. Örneğin: Sınavı kötü geçmiş birinin sınav notunu iyi bekleme şansı yoktur. Bu onda geçici bir kötümserlik verebilir ama kurtarma sözlüsü ya da yazılısı olabilme şansını düşünebilirse iyimserlik kendini gösterir. Yaşam içinde genel olarak umudu kesmeyenler için iyimser ve diğerleri içinde kötümser denebilir. Sürekli aynı havada kalmayı başaranlar içinse sadece bir sözcük söylenebilir ve onun da adı" Sıkıcı" olmaktır. İnanç sahibi insanlarda iyimserlik- olumlu düşünebilme kapasitesi daha fazladır. Şartlar ne olursa olsun başkalarını da en az kendimiz kadar önemsiyorsak onlara olumlu yaklaşmak zorundayız. Yaşadığımız dünyada olumsuzluklar çokken iyimser olmanın hayalci olmakla eş görülmesi bence yanlış. Yaşamı anlamlandıran umutsa ona iyimserlik çok yakışır. Artıyı eksiyi ölçmek yerine artı olun ve orada kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder