DİL ÖĞRENMEYE HAZIRLIK

Ne kadar dil öğrenmeye hazırsınız? Öğrenmek için yeterli niteliklere sahip misiniz? Kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Gibi sorularla konuya girmeden önce bir küçük çalışma yapalım. “Şartlar ne olursa olsun niyeti olan öğrenir.” Diye düşünüyorum. Öncelikle ne tür bir öğrencisiniz? Ezbere dayalı öğrenen mi? “Mantığını öğrenmek istiyorum” diyenlerden misiniz? Ezbere dayalı öğrenen sınırlı sayıda bilgiye sahip olur ve robotlaşır. Sadece bildikleriyle idare eder ve bunun dışında bir soru gelince kayıtlarında olmadığı için bakakalır. Akılcı öğrenen ise üretkendir ve kafasını çalıştırır. Koşullara göre şekil alır. Çoğu insan öğrenme yolunu bilmediği için kafası karışıp bu işten vazgeçebilir. Oysa olay çok basit. İnsanoğlu anladığı sürece işin içine girer. Seyirci kaldığında bir süre sonra sıkılıp vazgeçebilir. Ne yazık ki eğitim sistemimizde dinamik bir öğrenim yerine uzun ve sıkıcı yöntem var. İşleri sadeleştirdiğiniz zaman hem öğretene hem de öğrenene inanılmaz bir keyif veriyor ve akılda kalıcı oluyor. Öncelikle Türkçe dil öğrenmenin temeli çünkü sahip olduğunuz dil sahip olacağınızla iyi geçinmiyorsa bu iş olmaz. Tanıdığım bir baba oğlunu Amerikan dershanelerinden birine yazdırmış( baya yüklü bir paraya) Delikanlı bir iki dersten sonra bırakmış. Tabi ödemeye devam. Aslında karşılığı alınmayan emeğin ücreti yoktur ama kim bununla uğraşacak ki. O aralar İstanbul’daydım. Karşılaşınca “Hocam sizi aradım ama bulamayınca dershaneye yazdırdım ama bıraktı.”deyip bizim oğlanla bir konuşur musun? Diye devam etti. Neyse o arada oğlu geldi. Kendisine neden bıraktığını sorduğumda sınıfta İngilizce konuştuklarını ama dışarı çıkınca Türkçe konuşulmasının psikolojisini bozduğunu söyledi. Bilmediğin bir dili nasıl konuştun ve anladın diye sorduğumda tık yoktu. Babaya döndüm ve dedim ki önce bir psikologa götürün sonrası hayırlısı… 

Yorumlar