FARKINDALIĞI FARK ETTİRMEK

İnsanı farklı kılan sadece parmak izi değil aynı zamanda sesi de olduğunu dil öğrenmek için gelenlerin farkında olmadığını görünce onlarla küçük bir çalışma başlattım. Bu öncelikle sesleriyle ilgili değil sahip oldukları dili nasıl kullandıklarını kendilerin göstermek-  fark ettirmek adınaydı. Sonraları kendi seslerini asla dinlemediklerini gördüm ki ellerinde gelişmiş telefonları olduğunu bildikleri halde. Bunu kendileri ifade ettiler. Ben de onlardan farkım yoktu ta ki derste kayıt aldıkları sesimi dinleyene kadar. Sesimle gurur duymuyordum çünkü bana yarı erkeksi- boru gibi bir ses olarak geliyordu. Her nedense onlar bunda şikâyetçi değil memnunlardı. Dilin temel gözdesi cümleyi kurmaya başladıklarında şarkı sesiyle konuşma sesinin farklı olduğunu göstermek ayrıca aksan kazandırmak için yabancı şarkıları söyletmeye başlayınca keyiflerine diyecek yoktu çünkü içlerinde bırakın İngilizce Türkçe bile şarkı söylemeyenler vardı. Hiçbir dayanağı olmayan gerekçeyle seslerini kötü buluyorlardı. Bunun gerekçesi ise güzel sesle özgün sesi artı terbiye edilebilecek seslerin farkında olmamalarıydı. Kendilerine “Ne kadar güzel bir ses tonun var.” Dediğimde verdikleri cevap beni hayrete düşürüyordu. “Yok, hocam, ben şarkı söyleyemem ya da dalga mı geçiyorsunuz? “ İnsana ayna olup öğrencisine özgüven kazandırmanın birinci görevi olduğunu bilen kişiye bence öğretmen denir” diye düşünüyorum. Çoğu insan ne yazık ki ona gösterilen tavırla şekil alıyor ve bunu silmesi çok zor oluyor. Bir gün bir başka sınıftan bir dersime uzun boylu nöbetçi bir öğrenci geldi. Yürümüyor ayaklarını sürüyordu. Getirdiği kâğıdı imzaladıktan sonra eğilmesini söyledim ve alçak bir sesle “ Ayaklarının bu vücudu taşıyacak kadar güçlü olduğunu biliyorum ve adam gibi yürümeni istiyorum.” Dediğimde o da alçak sesle” Bu yaşıma kadar kimse söylemedi. Sağ olun” diye onayladı. İnsan önce özelliklerinin ve yeteneklerinin ne olduğunu bilecek şekilde eğitilmeli. Gerisi kolay…

Yorumlar