ÇAYIN CANINI SIKMA!

Birlikte zaman geçireceğin kâh gülüp kâh ağlayacağın bir insanla mekânı bir içecekle süsleyecek olsan adı genellikle çay olur. O sessiz bir dinleyici ve izleyicidir. Ortam sevgi ve güven doluysa çayın keyfine diyecek yoktur. Çay hazretleri bir dolar, bir boşalır diğer deyişle mutluluktan uçar.  Zaman geçireceğimiz insanı her zaman kendi isteğimizle seçemeyebiliriz örneğin: Sürpriz konuklar… Herkesin bir koşuşturması var ve eskisi gibi bir araya sık sık gelemiyoruz. Bazen yıllar sonra karşılaşıyoruz sanki dün görüşmüşüz gibi. Bunun adı geçmişte yapılan yatırım. Sevgi, saygı ve güvene dayalı doğru bir başlangıç yapılmışsa yıllar geçse ne yazar. O duygu kendini güvenceye almış bir kere kimse bozamaz. Çay, içecekler içinde baş tacım. Misafire önce aç olup olmadığını sorup, ikincisine hemen geçiyorum” Çay mı? Kahve mi? cevap ne olursa olsun mutluyum. Bize şahit olacaklar, aslında merak ta etmiyor değiller. Ne konuşacaklar? Çay genellikle tercih edildiği için burnu bir karış havada. Giderken kahveye yan gözle “Ay yine mi ben? “diye hava atıyor.  Kahve bir asil ki sorma gitsin. “Özel biri gelmediğinden olsa gerek.” diyor sessizce.  Konuşmalarda uzun süre görüşmeyen iki kişinin hal hatır sormasından sonra asıl konuya geçiliyor. Kısaca ziyaretin gerekçesine. Genelde “Özledim.” İkinci olarak” Eğitim”. Sonuncu olarak ta “Sorunlar” kısaca “Danışma” diyebiliriz. Öncelikle arayamamanın gerekçesini söylemeye kalkışınca “ Bak canım, hayatımda tanıdığım on binlerce insan var. “Bir gün tesadüfen hepsinin arayacağı veya ziyarete edeceği tutarsa bir düşün. Herkesin bir hayat telaşı var. Önemli olan hayatımda var olmayı başaranlardansın. Seni ne zaman görsem de görmesem de mutlu olurum. Bunu bil yeter.“ diyerek rahatlatıyorum. Sonra gelsin anılar gülmeler hüzünlenmeler- çayın ağzı kulaklarında bize eşlik ediyor. Sonuncu bölüm ise gelme ziyaret gerekçesi- o da bana kalsın siz sevgiyle kalın.

.

Yorumlar