Aşırıya kaçma!

 Aşınırsın, sıkılırsın, bunalırsın, şaşırırsın, yorulursun, aranırsın…sın da… sın. Her şeyi tadında bırakmak!”  Ne güzel bir cümle.  Aşırı ilgi, sevgi ya da tam tersi sevgisizlik, ilgisizlik ve bilgisizlik insanı hasta eder. Ne yaparsak yapalım tadında bırakalım yoksa başımıza bir iş açarız.  Fazla güldüğümüzde “Allah ağlatmasın.” deriz. Bu cümlenin altında “Acaba aşırıya kaçtık mı?” sorusu yatar. Kontrollü gitmenin, farkında olmanın getirisidir bu cümle. Baba çocuğuna bağırır, kızar anne uyarır “Fazla ileri gittin, bilmem farkında mısın ?” der. Yemekte ve içmekte sınırı aşana “Yeter artık” uyarısı yapılır.” Aslında ilginin güzel olduğu düşünülür ve herkes ilgiden hoşlanır-keşke bilgiden de aynı derecede hoşlanılsaL Oysa bilinmelidir ki aşırı ilgi insanın özgürlüğünü diğer deyişle nefes almasını zorlaştırır. Toplu halde yapılan eylemler-eğlenmeler kadar bireysel düşünmeler de değerlidir. Her şeyi denemiş ve doyum sağlamış bir insan için ilginç arayışlar başlar ki bunlar genelde normal olmayana yönelmedir ve sonu felakettir. İnsan kendi vücut orkestrasının şefidir-ya da öyle olmalıdır. Ne kadar yiyeceğini, içeceğini, giyeceğini , sözünü, özünü yani sınırlarını bilmeli başkasının uyarısına fırsat vermemelidir. Bir dilim tatlıyla bir kilo tatlının insanda bırakacağı tat çok farklıdır.  Hayattan beklentilerini aşırıya kaçmadan sınırlayan insanlar ayakları sağlam yere basanlardır…

Yorumlar