İyi insan olmak mı? Doğru insan olmak mı? Geçenlerde bir
dersimde bu soruyu her yaş grubundan olan çocuk gençlere sordum. Biri insanı
bile tarif etmek zorken bir de iyisini doğrusunu mu tanımlayacağız. Ben de
şöyle cevap verdim. Canlı olarak insanın tanımı kolay. Ruhu ve zihni taşımakla
yükümlü bir beden. Zor olan içeriği ve ilişkileri. İçerik olarak mı ele
alacağız ilişkileri olarak mı? Şartlar
gereği mi genler yüzünden mi? Bu sorular
aslında olaylara çok yönlü bakmamızı sağlıyor. Tek taraftan bakınca
yanılabiliriz. Soru soruyu doğuruyorsa hemen kaçın, ama ben kaçamıyorum.
Soru-cevap oyununu çok seviyorum. Onlar olması hayat ne kadar anlamsız olurdu.
İyi ki varlar. İngilizce soru ve yargılama sözcüğü “Question“ olarak aynı
kelimede toplanmış. İyi de olmuş. Sormak yargılamak tadında olunca insanı daha
iyi düşündürüyor. Cevabı ne olursa olsun düşünmeyi sağlayan her soru doğrudur.
Beyni gelişen her canlı hayata 360 dereceden bakıyor… Doğal olarak ta küçük bir
pencereden bakanla aynı olmuyor. Bence soru heyecan verici ama bazıları var ki
aptallaştırıyor. Saçma sapan insanlar gibi. Hayretle bakıyorsunuz “Nasıl böyle
bir şeyi sorabilir.” Diye. Bir de cevabı içinde olan sorular var ki yeme de
yanında yat. Sanki tatlı üzeri kaymak gibi. Üzerinizden yük kalkıyor, beyin
mutluluktan şok, ruhunuz teneffüs yapıyor… Sadece evet hayır diyorsunuz. Bilgi
sorularıysa araştırma ve düşünme gerektiriyor. Neden böyle bir şey yazma gereği
duydum? Sevdiklerimi kırmamak adına. Soru sormayı ve cevaplamayı artı
bilmediğim şeyleri araştırmayı çok seviyorum. “Bilgi doğru cevaptır, Zekâ doğru soruyu sormaktır.”
Yorumlar
Yorum Gönder