Öğrenmenin yaşı yoktur...

Yaşa yasak koyanlardan nefret ediyorum. 40 yaş ve üstü dil öğrenmek isteyenlere çevrenin” Bu yaşta?” sorusunu protesto ediyorum. Kendin boş boş otur ama bir şeyler yapmak isteyenlere “Hayırlı olsun!” dan başka bir şey deme. Öğrenmek çok güzel bir duygudur. Öğretene de öğrenene de bilginin yanı sıra heyecan da verir. Bir öğretmen olarak öğrencilerimden çok şey öğreniyorum- öğrenmek durumunda kalıyorum. Öyle ilginç sorularla beni tarıyorlar ki… Ağzım kulaklarıma sıfır kilometre. Özellikle yetişkin grup çok meraklı-dedikoduya değil tabi bilgilenmeye. “Kedi.” ile “Kedi hasta.” Cümlesinde ne fark var ki? Kedi aynı kedi. Ama cümlenin yapısı farklı. Kedi diye cümle mi olur? Başlıyorum açıklamaya. Noktayı gören her şey cümledir. Kedi herhangi bir sorunun veya anlatımın devamı olabilir. Özne ya da nesne olarak kullanılabilir. Hangi hayvanları /hayvanı daha çok seviyorsun? Sorusuna cevap “Cats.”dir. Genelleme yapılır. Dışarıdan “mır mır”diye  sesler geliyorsa ve  biri merak ediyorsa artı o kedi sokak kedisiyse “It’s a cat.” Denir. Ama “Kedi hasta.” Derken bilinen bir kediden bahsettiğimiz için cevabı :”The cat is sick.”dir. Öğrenirken insanın her tür soru sormaya hakkı vardır. Bilinmediklerle doğruya ulaşılır. Yetişkin mantıklı sorularla cevapları bulmaya çalışırken çocuk doğrudan alır. Yargısız, sorgusuz… Yetişkin öğrenirken kendini de test eder .”Acaba anlıyor muyum? Diye… Boşuna dememişler “Ambition and suspicion always go together.”
 Amaç ve şüphe her zaman birlikte hareket eder.” 


Yorumlar