Parayla alınamayanlar da var…

Parayla her şey satın alınır ama gönül alınmaz. Bazıları sadece almayı sever vermeye gelince bir pinti olurlar ki sormayın gitsin. Alırken sınırsız cömert olan bu tipler mutlaka hayatınızda vardır. Alışveriş dengeli olduğu zaman hayat güzeldir. Parayı veren düdüğü her zaman çalamaz. Bunun içinde kapasite gerekir. Örneğin: Piyano alır ama onunla sadece bakışır kalır. Onu kullanabilmesi için emek gerekir. Para işe yarasa bile sadece mal sahibi olursunuz. Bilgi emek gerektirir. İlkokuldan üniversite mezunlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede hizmet verdiğinizde onca insanla karşılaşıyorsunuz. O kadar farklılar ki. Kimileri içinizi aydınlatıyor, kimileri ise şaşırtıyor. İyi bir aileye sahip olanlar farklı. Alınan insani eğitimler hemen hayata yansıyor. Bir kişiden sebep onun hayatındakilerin tümüne saygı duyuyorsunuz. Davranışları, düşünceleri ve duyguları insanın kalbine adını kalın harflerle yazdırıyor daha doğrusu kazıyor. Bileğinin hakkıyla yer ediyor kendine. Ortaokul öğrencilerimden biri teneffüste yanıma yaklaşıp “Sizinle bir şey konuşabilir miyim?” diye sordu ve başladı anlatmaya daha doğrusu sormaya:” Öğretmenim, sizin için bir şey yapabilir miyim?”diye. “Nasıl yani?” diye sordum. “İkimizde işimizi doğru yapıyoruz. Öğretiyorum. Öğreniyorsun. Sayenizde para kazanıyorum, daha ne olsun ki?”diye cevabını bile beklemeden konuşmama devam ettim. Durdu ve bana bir baktı.” Hayır, öğretmenim ben farklı bir şey yapmak istiyorum.” Dedi.“Örneğin: Bir komşu bize bir tabak yiyecek getirdiği zaman biz onu boş geri götürmüyoruz. Yani böyle bir alışveriş gibi.” O zaman anladım. Farklıydı. “O zaman İngilizcede araştırdığım, bir şey var. Sen bana bu konuda yardım edebilir misin?” diye sordum. “Seve seve” diye cevap verdi. Aslında herkes işimi görevim gibi görürken o farklılığımın bir şekilde ödüllendirmesi gerektiğini düşünmüştü. Ondan başka böyle bir yaklaşımda bulunan  o yaşta bir öğrencim asla olmadı. Kalbimde tek olmanın keyfini sürüyor ama çoğunluk adına da acı veriyor.

Yorumlar