Anlamak için tanımak gerek!

O kadar hafife alınacak bir sözcük olmadığı gibi kolay da değil. “Seni anlıyorum.”demek çok kolay ve sık kullanılan bir sözcük ama doğru mu? Hayır. Anlamak o kadar kolay olsaydı herkes her şeyi çabucak öğrenirdi. Anlamak için önce tanımak gerekir. Kendini bile doğru dürüst tanımayan biri nasıl olur da başkasını çok iyi tanır? Çünkü biz tek kişilik değil iki kişilik bir aileyiz. Görünümümüz ve ruhumuz. İçimizdeki” ben” ile bile çelişkiye düşerken artı görünümümüz koşullara göre değişirken yani kısaca onlar bile birbirlerini iyi tanımadıkları halde biri çıkıp ta bu cümleyi kullanmasın. Dil öğrenirken o dilin görünümünü algılamayıp bilinçlenmeyen biri öğrenim sürecinde onun ruhunu yakalayamaz. Dün derste bir öğrencim ”Çok hızlı konuşuyorsunuz. Yetişemiyorum.” Dedi. Türkçede her sözcük net söylenirken, İngilizcede hepsi el ele halay çekip alıp başını gidiyorlar. Bu durumda yetişmek ne mümkün! Öğrenime başlamadan önce İngilizcenin nasıl bir dil olduğu tanıtılırsa ona göre hareket edeceğini de bilir insan. Çocuklarla yaptığım derslerde önce onları hızlı anlamaya alıştırıyorum. Örneğin: ” Are you….? ( noktaların yerine Türkçede kullanılan sözcükleri yerleştiriyorum. Örneğin:” Are you in Bursa/from Bursa?)“  Bu sorulara soruya “yes, I am. No, I am not.” Diye cevap vereceksiniz dediğimde hemen cevap veriyorlar tabi bu cümle kısa bir cümle olsa da önemli değil. Onlar şimdilik 3-4 sözcükten oluşan soruya cevap veriyorlar ve ilerisi için temel atılmış oluyor. İnsanı anlamak o kadar kolay değil ama bilgiye doğru yolla gitmek anlamak demektir. “Anlıyorum ama konuşamıyorum” diyenlerin sıkıntısı burada yatıyor. Her sözcüğün anlaşılır konuşulduğu bir dilden çoğunun yutulduğu bir dile geçiş o kadar da kolay değil. Bunu başarmanın yolu hızlı okuduğunuzda veya dinlediğinizde inanın beyin çok mutlu oluyor ve zamanla alışıyor. Ondan sonra “Hoş geldin İngilizce!”oluyor. Albert Einstein’ın dediği gibi ”Basit açıklayamıyorsanız onu yeterince iyi anlamıyorsunuz demektir.”

Yorumlar