İlkokuldan başlayarak
öğretmenlerin ilgi ve sevgisine paralel olarak yarattıkları duyguyla
öğrencilerde DERS sevgisi ya da yaratmadıklarıyla ders korkusu veya
çekincesi başlar. Eskiden öğrencilerde büyüklerinden duydukları bilgiyle
matematik korkusu birinci sıradaydı. Ancak günümüzde birinciliği İNGİLİZCE
aldı. Aslında her şeyin önsözünde öğrenme sevgisi kazandırılan insanlarda daha
sonra gelen öğretmenlerin olumsuz öğretim yaklaşımları olsa bile korku
kazandırılamıyor.
İngilizce,
öğrenmeyi bir şekilde sevmeyi başaranlarda öğrenim daha etkili ve kalıcı
oluyor. Ayrıca öğrenmenin her aşamasında bunu kullanmayı arzulatıyor, yani
insanlar daha yürekli oluyor.
Kişisel özelliklerin
yanısıra toplumsal gelenek ve göreneklerin baskısı eğitim ve politik nedenlerden
kaynaklanan konuşma baskısı da eklenince bireylerde bir çekince başlıyor yani
kendini iyi ifade etmeyi öğrenemiyorlar. Ana dilinde bunu başaramayanların yabancı
dilde neyi nasıl anlatacakları da ayrıca bir sorun..!
Kitaplarda sadece
birkaç dakikalık iletişim için verilen cümlelerden sonra insanlarda şu soru
beliriyor; ya sonra... neyi nasıl anlatacağım?..
Yorumlar
Yorum Gönder