HIRSIZLIK HASTALIĞI (Kleptomania)

Öğretmen olarak hiçbir zaman öğrenciye sadece bilgi vermedim çünkü  o bilginin, yaşamla bütünleşmemesi durumunda anlamsız ve değersiz olacağının bilincindeydim. Derslerimin yanı sıra ergenliğe adım atan gençlerin, kimliklerini oluşturacakları bir dönemde çoğunun yardımsız – hasbelkader büyümemelerine katkıda bulunmak için aldığım eğitim ve kültür sınırları içinde tüm sorularını bilgim dâhilinde cevapladım. Derslerin yanı sıra hayata dair de çok zaman almayan bilgi paylaşımlarında bulundum ve bunu yaparak asla derslerimden taviz vermedim. Zamanı doğru kullandığınız zaman ödül olarak mutlaka birkaç dakika size hediye olarak dönüyor. Öğrencilere baktığım zaman gerek yemek olarak beslenme, gerek ruhen beslenmelerinde sıkıntıları olanları gördüm. Ruh, vücut gibi iyi beslenmediğinde ortaya gözle görülür arazlar çıkarır. Özellikle ergenlik çağında bu sorunlar netleşir ve kalıcı kötü alışkanlıklar ortaya çıkar. Bazılarında sevgi eksikliğinden kaynaklanan – çalma hastalığı vardı. Bunlar parasal gereksinimden değil sadece çalma eylemini gerçekleştirdikleri için mutlu olanlardı.  Maddi durumu çok iyi olan bir ailenin ortaokula giden oğluna özel ders veriyordum. O gidince çantamda ki paranın eksildiğini görüyordum ve hangi arada aldığını anlayamıyordum. Bir gün ders sonuna doğru çantamı ve içinde ki cüzdanı açtım. “Burada bu kadar para vardı nerede? “ diye sordum. “Bilmem.” diye cevap verdi.”İkimizden başka kimse yok, çabuk çıkar, yoksa çıkarana kadar burada kalacaksın; ailen merak ederse de durumu onlara da açıklayacağım.” der demez oturdu, çoraplarını indirdi ve oraya koyduğu parayı bana uzattı. “ Öncekileri yarın bekliyorum.”dedim ve getirdi. Ona yiyecek içecek getirmek için mutfağa gittiğim sırada alıyormuş… Tabi ki ailenin bundan haberi yoktu. Bir gün annesi geldiğinde: “ Çocukların derslerdeki başarısı, ailenin ilgisini ve sevgisini gösterir.” dediğimde anne üzgün bir şekilde:” Bankada çalışıyorum eve gelince yorgunluktan ölüyorum acele yemek hazırlıyorum… Zaman mı var ki? “ deyince  “ Bu yaşlarda ona kaşla göz arasında zaman yaratmazsanız, o kaşla göz arasında sizi üzecek işlere rahatlıkla girişebilir…” dedim. Bir oğluna bir bana baktı: “ Yoksa sizi üzdü mü?” diye sorunca ben de oğlana bakarak “Çok zeki bir oğlunuz var; sevilmeyi ve ilgiyi hak ediyor… Bana sorun yaratması önemli değil ne de olsa öğretmeniyim ben okul sonrası hayatını garantiye almak adına sizi uyardım.” deyince anne gülümsedi…

Yorumlar