Sadece, yer olarak
düşünülen bu sözcük insanın hayatını esir alan, yanlış yer kaplayan canlı- cansız her şeyin anlamına gelir. Gereksiz insanların huzur yerine rahatsız edici şekilde
hayatımızda yer almaları da bence bir işgaldir. Bu dolap burayı işgal ediyor
dediğimiz zaman dolabı kaldırmayı düşünürüz de. İnsana gelince bu kadar rahat
ve açık karar veremeyiz. Neden acaba? Bunun kısa cevabı insan sözcüğüne saygıdan. Ya
da bir süreliğine kendimizden uzak tutarak kendisine gelmesini bekleriz.
Bazıları “Onu olduğu gibi kabul etmemiz gerekir.”gibi felsefi bir cümle kursa
da ama hayatımda şık durmuyor cümlesiyle cevap veremeyiz. Yaptığı onca yanlışa
rağmen hayatımda olan bazı insanlara karşı sabrım tükendi. Getirisi ve
götürüsünü düşünmeye başladım ve bunlar hep sınıfta kaldılar. Hani zarar
vermeden dursalar neyse. Hiç boş durmuyorlar habire eksi... Bu kadarı da olmaz
ki yani. Bir de sahip olmak için cebren ve hile ile gelen işgal edenler var
kuma-metres-sevgili gibi… Ülkeler arası geçen işgal sözcüğü politikayı içeriyor
ve beni aşan bizi ilgilendiren bir sözcük. Ona bir diyeceğim yok. İnsan
temizliğe önce kendinden başlamalı diye düşünüyorum. Keşke şöyle bir imkânımız
olsaydı. Hayatımızı işgal eden insanlarla oturup birebir konuşabilseydik. Arkadaşlığımızda
–ilişkimizde bana hep sıkıntı yaratıyorsun. Nedir senin niyetin? Niye böyle
davranıyorsun? Ne istiyorsun? Yani ben gıcır gıcır bir hayat yaşamıyorum ki-
benim de sıkıntılarım –sorunlarım var. Bu kadar işimin arasında sana bir çözüm
bulacak halim yok. En iyisi sen bana sıkıntı verme de ne yaparsan yap!
Diyebilsek… Mutluluk ve huzur veren her türlü insana - işgale kapım sonuna
kadar açık. Bunu bilenler de sık sık sürpriz yaparak beni mutlu ediyorlar.
Yorumlar
Yorum Gönder