Her insan bir hikaye ve her hikayede bir hüzün mutlaka var. Bugün Almanya'dan gezmeye gelmiş bir hanım izin isteyerek masamıza oturdu. Hava güzel ve her yer doluydu. Hoş sohbetten zeki ve duyarlı bir insan olduğu kurduğu bir kaç cümleden sonra net anlaşılıyordu. Doğal anlatımı ve hayat dolu gülüşüyle içten ve sevgi dolu olduğu her halinden belliydi. Önce sosyal konulardan özel aile konularına girince hüzün kendini güneşin batması ya da karanlığın çökmesi gibi ortaya çıktı. Üç çocuk annesi ve çalışkan...Şimdilerde müdürlüğe yükselmiş bir insan. İnsan sadece kendi hüznünü yaşarken sanki en çarpıcının kendisininki olduğunu düşünüyor oysa grinin tonları gibi. Herkesin gerekçesi farklı ama sonuç aynı. Acı anı olarak anlatılınca adı hüzün oluyor. İster istemez o anlatırken senin yaşadıkların gözünün önünden ve birşeyler ne kadar benzer...Almanya'dan getirdiği çikolataları etraftaki çocuklara dağıtıyor. Ayrılırkende bana zarifçe iki tanesini uzatıyor ve ekliyor." Bana hiç yabancılık çektirmediğiniz için teşekkür ederim. " Birlikte bir gün geçirmenin mutluluğu ve yaşama dair benzer özelliklerin konuşulduğu bir akşam eve dönerken yarım mutlu yarım hüzün. İnsan olmanın dayanılmaz ağırlığı...
Yorumlar
Yorum Gönder