Kandırılmaya müsait misiniz?

İnsanlar düşünme, hesaplama yetisine sahiplerse kandırılamazlar. Ama “Ah yalan dünya!” havasındaysalar kandırılmaktan inanılmaz keyif alırlar ya da bir hayalin peşinden koşmak heyecan veriyorsa yapacak bir şey yok. Bunlar etrafımızda sürüsüne bereket. Kandırıldığını hatırlatmaya kalkışınca “Sana ne ben şikâyetçi değilim.” Cevabıyla sizden şikâyetçi olduğunu açıkça söylüyor. Aslında acil psikologa gitmeleri gerekir. Kafası çalışmayana bir öğretmen olarak beslenmene dikkat et. Örneğin: Bol bol balık ve salata ye desem de. Balık bile isyan edip dile gelerek “Bu aptala benim bile faydam olmaz niye ikide bir beni öne sürüyorsun? “ diye şikâyet ediyor. İngilizce ile ilgili örneğe gelirsem o daha da vahim. Hiç dil bilmeyene birinin yabancı biriyle İngilizce konuşarak- neyi nasıl konuşacağını hayal bile edemiyorum. Hatta bir ara bunlara hiçbir şey bilmiyormuş gibi katılıp kayda alıp inananlara göstermek isterim. Bir gün İspanyol anne ile kızını ağırladım. Ne acıdır ki ikisi de İspanyolcanın dışında hiçbir dil bilmiyorlardı. Ve biz çok güzel anlaşır gibi yaptık. Yemek yedik. Ben bütün iyi niyetimle onlara yetmeyen biraz İngilizce ve biraz Fransızcamla bir şeyler anlatmaya çalıştım ama nafile. Gülümsemeyle zamanı geçirdik. Benim için kâbus gibiydi. Hiçbir şey konuşamadık. Amerikan eğitmenlerle 3 ayda İngilizce konuşma gündemde. İnsanları suça – kandırılmaya merak itiyor. Lütfen bir an için gözlerinizi kapatın ve hayal edin. İngilizceyi hiç bilmiyorsanız neyi – nasıl konuşarak anlaşacaksınız? Ha gayret biraz daha düşünürseniz cevabı bulup meraktan kurtulup kandırılamayacaksınız…

Yorumlar