İnsan iki türlü uyuyor yatarak ya da ayakta J Kendiliğinden uyumak
ve uyanmak çok güzel çünkü dozunu ve süresini sen ayarlıyorsun. Oysa işe, okula
veya herhangi bir şey uyanmak zorunlu olunca uykudan vazgeçmek çok zor ve
sıkıntılı aynen dondurmasını keyifle yiyen bir çocuğun dondurmasını düşürmesi
gibi bir şey. Bu tarz duygular kişide daha sonraları tedirginlik duygusunu
fazlasıyla oluşturuyor. Hayatının en sorumsuz dönemini keyifle yaşaması
gerekirken “Yemek vakti çok uyursa akşama uyumaz ya da başka düşüncelerle
uyandırılan insan öncelikle tedirgin edilen insandır. Huysuz tanımının
temelinde bu duygu yatar. Çocukken sinemaya gitmek çok büyük bir keyifti.
Düşünün sevinçle hazırlanan bir çocuğun annenin canı istememesi üzerine
gitmekten vaz geçilmesi bir ruhsal bir incinmedir. Her hangi bir mutluluğu
yaşamaya başlamadan önce kafası “Acaba başlayacak mı? olmayacak mı? yarıda
kalacak mı? “larla dolu olur insanın kafası. Çocukken en güzel vitamin ve besin
maddesi uykudur ve her şeyden daha tatlıdır. “Çocuklar uyuyarak büyür,
yaşlılarsa uyuyarak ölür .” diye boşuna dememişler. Ben uyuyan insanı çok
severim. Uyanmamasına özen gösteririm elimden geldiği kadarıyla ve şartlar
gereğince çünkü hiç hoşlanmadığım halde gözlerimden uyku akarken birilerinin
hatırına uykusuz kalmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu bildiğim için. Ayakta
uyuyanlara yapılacak en iyi şey koca bir kova soğuk su dökmektir. Çünkü onlar
kör, sağır ve dilsizdir. Sadece canları yanınca uyanırlar. Onların canı
yanıncaya kadar uyandırmaya çalışanlar baya bir kayıp verirler….
Yorumlar
Yorum Gönder