Gülümseme ile sırıtmayı birbirinden ayıramayanlardan sakınmalı insan.

İnsan hangi ruh halindeyse çevresindekileri de aynı aydınlık ya da karanlıkla görür. Özellikle mutsuz insanlar için  mutlu olan ya da görünenler bir baş belası...olmasalar da  mutsuzlar onları da kendi dünyalarına çekme de gayet başarılılar. Eskiden mutsuz insanı mutlu  etmek gibi bir düşüncem ve gayretim vardı. Çok şükür  bu huyumdan vazgeçtim. Sadece mutsuz çocuklar için varımı yoğumu ortaya koyamaya yine çalışıyorum. Genellikle  gülümseme mutluluğa davetin  küçük  bir eylemi. Sırıtmak ise  mutsuzluğun yansıması artı kötü duygular ve düşünceleri içeriyor. O kadar kitap okumuş ve beni tanıyan bir kütüphaneciyle güzel bir havada karşılaştık. çoğunluğun gülümsememden hoşnut olduğu bu dünya da bana " Neden sırıtıyorsun? dedi. Dondum kaldım, çünkü onunla bir çatışmam veya bir kırgınlığım olmamıştı. Anladım ki ruh hali havanın güzelliğine ters karanlıktı ve beni sırıtıyor sanmıştı. İnsanlar kitapların içinde  yaşasalar da  insan olmak çok ayrı bir şey! Aklıma bir öğrencimin sürekli gülümser bir ağız yapısına sahip olmasından dolayı ilk derste ortada bir şey yokken bakmasından huylanıp yakınlarına geldiğimde olayı gördüm. Göremeyen bazı öğretmenler öğrenciyi disipline verdiler, sırıtıyor diye. Oysa o yaşta bir genç serseri olmadığı ve bir takım kötü işler çevirmediği sürece sırıtmayı öğrenemez...Kütüphaneciyi o gün hayatımdan çıkardım. Son derece insani bir eylemi kötü yorumladığı için.

Yorumlar