ÇİFT TARAFLI HİKAYE

Öğretmen ve insan olarak hayatıma öğrenci, arkadaş ve tanıdık giren onca insandan çok hikaye dinledim kendi hikayemi yazarken. Bu insana hem hüzün hem de sevinç veren bir şey. Yaşanmışlıkları yaşıyormuş gibi hissetmek. Tıpkı film izlerken yorum yapmak gibi. hiçbirini kendi hikayemle karşılaştırmadım ya da ben olsam ne yapardım demedim. Onlar kendilerine çizilen ya da çizdikleri yolda yürümüşler ama isteyerek ama istemeyerek. Kimseden hayatını anlatmasını istemedim; çünkü özel. Konuşmalar sırasında doğal olarak anlatma gereğini duyanlara da engel olmadım. Yazmaya kalksam her bir hayatı ansiklopedi olur. Çoğu insan yaşıyor benzer hikayeleri. Sadece isimler, yerler ve zamanlar farklı. Değişmeyen tek şey üzücü olanların ne kadar derin iz bıraktığı. Sadece kendilerini rahatlatmak için değil aynı zaman da şahit olduğum veya benzer şeyler yaşadığımı da itiraf ediyorum. İnsanın kabullenmesi gereken tek şey aynı hikayeler hala yazılıyor ve okunuyor. Bence kimse hikayesini yazarken birilerine danışmıyor. Sadece güvendiği saygı duyduğu kişilerle paylaşıyor… Tek başına acı çekse de; sevinse de onun  duygularını kimse yaşayamaz. İnsan yaşadıklarınla kalıyor… Ya siz?  Sizin hikayeniz okunmaya değer mi?

Yorumlar