Bir şeyi saklarım sonra bulamam ve en yakın olan kendimden kuşkulanırım
da “ İnsanoğlu şaşar beşer” aklıma gelmez daha doğrusu unutmam işime
gelmez-kendime kızarım ve “Acaba hafıza yaşlandı mı?” diye kendimi sorgularım.
Aslında kuşku güvensizlikten gelir. Önem verdiğimiz Maddi- manevi
eksikliklerden, yanlışlıklardan, boşluklardan, anlamsız gelen her şeyden dolayı
önce kendimi birinci sıraya koyarım şüpheyle ( diğer adı) baş başa, bir çay -kahve
eksik gelsin sorular hatta biraz ileri giderek yargılamaya başlarım. Bir de
getirisini götürüsünü hesaplarım. Bazı şeyler vardır . Örneğin: Bazı yanlışları yanlış anlamaları önemsemezsin de senin için ciddi konularda irdelemekten kendini alıkoyamazsın. Eşim mi
aldatıyor? Beni mi kazıklıyorlar? Dalga mı geçiyorlar? İftira mı ediyorlar?
Beynini ve yüreğini anten gibi açtığında alıcı kuşlar gibi kuşku "Hoş geldim"der artı nedenlerle kuşku bal kaymak olur ve seni tırmalamaya başlar. En
iyisi mi yaptığın- yapacağın işlerde doğru bildiğinden şaşma. Hangi koşulda
olursan ol kararlarına saygılı ol ve gerçekleştir. “Hedefi olmayanın bahanesi
çoktur .”derler ne de güzel derler. Kuşkulardan boğulacaksan önce onları yok
et. Bir de güzel ve heyecan veren kuşku vardır ki hedefe giderken gelen sorular
işini ve seni mükemmelliğe taşımak içindir. Amaç ve şüphe birlikte kol kola
olunca adrenalin yükselir ve seni yukarı taşırlar hiç yakınmadan…
Yorumlar
Yorum Gönder