Yaradılış

İnsan dünyaya belli yapılarla geliyor ve bunu değiştirmeleri çok da mümkün değil. Eğitimin katkısı büyük ama var olana işliyor. “Vermeyince Mabut neylesin Mahmut!” misali gibi… Profesör oluyor olmasına da adam cimriyse cömert olmanın güzelliğini yaşayamıyor; bencilse fedakârlığın insana verdiği iç huzurdan bir haber! Merhamet duygusu sonradan eklenemiyor. Kaç bellekse o kadar hayatı algılıyor. Kek yapar gibi şu kadar güzel duygu bu kadar da bir kötü duygu ekleyelim diye insan yaratmıyor ki. Allah’ın işi bu karışamazın… “Neye? Kime? Göre. İyi ya da kötü… Adil olma – haddini bilme duygusu nedir ki? Aslında herkesin bundan haberi var ama yaşamın getirisine göre şekil değiştirebiliyor her şey gibi. Çıkarlar söz konusu olunca bazıları rahatlıkla şekil değiştirebiliyor bulunduğu kabın biçimini rahatlıkla alabiliyor. Kişilikliler ise sert ve inatçı… Doğruları insanlık adınayken; yumuşakgiller kendileri adına yol alabiliyor bu hayatta sağa sola çarparak. Verdikleri zararı gördükleri halde “Şartlar öyle gerektiriyordu” deyip geçebiliyorlar. Bütün suçlu yaradan mı bu durumda? Hayır. Akıl denen bir şey var ama vicdanla beslenmiyorsa elektriksiz bilgisayara benziyor. Geriye aklı ve vicdanı birlikte hareket eden insanın, anlayana örnek olması diğerlerine benzemediği için de şükretmesi kalıyor.

Yorumlar