SÖYLEYEMEDİKLERİMİZ

O kadar çok ki...Söylediklerimiz onların yanında sönük kalır. Nedensiz değiller tabi. Koşullar, zaman ve insan...Kırılır ,üzülür ve terk eder diye düşünerek susmak zorunda kaldıklarımız; ya da anlamaz diye vaz geçtiklerimiz. Yutkunarak dışarı çıkmasını engellediklerimiz ve içimize oturup orada kalan görüşlerimiz ve düşüncelerimiz. Zaman zaman da sorguladıklarımız özellikle niye söyleyemedim aslında hak ediyordu ya da gerekiyordu" kendi kendimize dediklerimiz... Bunu yaşamayan yoktur. Ne kadar açık sözlü olsak ta bazen aldığımız tepkilerden dolayı ikilemde kaldığımız ve ikilemeden sessizce köşemize çekildiğimiz... İstanbul'a gelişlerimde taksicilere çok işim düşüyor. Adres kolay genelde hepsi anlıyor. Bu gelişimde yol tarifi yaptım. Özgürlük parkı ya da SSK Dörtyol kavşağı diye tarif ettiğimde hiç bir taksici laf etmeden istediğim yere getirirdi fakat sonuncusundan bir dayak yemediğim kaldı. "Adresi niye doğru söylemeyip bana fazla yol yaptırıp haram kazanmama sebep  oluyorsun. Keşke seni almasaydım..vs.." Akşam vakti 3-5 liranın lafı olur mu? Hatamın bedelini helal ederek veriyorum. Neden  kızıyorsunuz ki?"" Doğru öğren burası bu" diyerek son fırçasını attı ve gitti. Ben tatile çıktığım o ise işe devam edeceği için onu düşünerek fazla üstüne gitmedim. "Taksiye binen bedeline razıdır. Sizin kızmaya hakkınız yok." diyebilirdim ama daha da kızacağını düşünerek sustum. Aslında tanıdıklarımız - arkadaşlarımız  arasında da aynı şeyleri bazen yaşıyoruz.  Yaşam algılayışımız ve kişilik farklılığımızdaki eşitliğe önem veririm. Denk güçler olmadığında  söylememe hakkımı kullanırım bu söyleyemediklerime girmez...İçimizde oturan misafirlere bir gün kalk git diyebiliriz ama geri dönebileceklerini isteyip istemediğimizden emin olmalıyız. Başkasına evet derken kendimize hayır demediğimizden emin olmalıyız. İngilizcede" Bir şey söyle !" dediğimizde "Say something! "Bana bir şey  anlat!" dediğimizde "Tell me something."


Yorumlar