YEMEYİN!

Anlatanların yazıcısıyım. Bir zamanlar Bulgaristan’da bilim adamları hapse atılır ve tek tip yemek seçmeleri istenir. Onlar da “Koyun, kuzu, inek, baş eti- kısaca “HAYVAN KELLE” si derler. Sırayla bir gün beyin, dil yanak eti yiyerek sağlıklı olmaya ve öyle kalmaya devam ederler. Bunu lezzetli bulup yiyenlerin yanı sıra faydalı olduğunu bilenler de yer. İnsan baş eti hiç lezzetli olmadığı halde birileri yemeye çok meraklıdır. Karşı tarafta beyin bırakmayacak kadar işi ileri götürenler de vardır. Gereksiz ısrardır bunun diğer adı. İşi inada bindirip “İlla da ikna edeceğim “de diyebilirsiniz. Ne gerek var? Karşındakinin dinlemeye, anlamaya ve kabul etmeye niyeti olup olmadığını anlamayacak kadar zekâ varsa insanda asla böyle bir işe kalkışmaz. Bunun adı kişilik mücadelesi ya da savunması değildir. Akıllı insan nasıl tarlaya ne zaman ve nasıl tohum ekeceğini düşünüyorsa bunu da düşünebilir. Kabul ettirmeye çalışanla kabul edecek kişilerin ağırlıkları aynı değilse iş çok zor hatta imkânsız gibi bir şeydir. Sınırlarını bilen insan başkasının sinirlerini bozarak puan toplayamaz ya da saygı kazanamaz. Başkasını tanımadan önce insanın önce kendini iyi tanıması gerekir. İğne çuvaldız olayı gibi. Öğrenmeye hazır olmayana öğretmenlik yapmak elekle su taşımaya benzer. Kendini kabul ettirecek diye adını tarihe başarısız olarak geçirmez. Öğrenmeye hazır etmeyi başarıyorsa zaten öğretmenliğine izin verilmiştir. Afiyetle otursun başarısının tadını çıkarsın ve zevkle yesin, ama ne olursa olsun insanın başının etini yemeye kalkmasın. Tadı acı ve kalıcıdır…

Yorumlar